27 Ağustos 2008 Çarşamba

Eğitimde Etik


Dr. Bülent Akdağ
İletişim: bulentakdag@hotmail.com
Eğitim bilimi alanyazınında eğitimin işlevleri olarak genellikle; bireysel, toplumsal, siyasal ve ekonomik işlevlerden söz edilir. Tüm Eğitim Bilimi ve Öğretmenlik Mesleğine Giriş kitaplarında bu bağlamda eksik olan unsur “eğitimin etik işlevi”dir. Özellikle ilköğretimde uygulanmaya başlanan Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımı ile birlikte eğitim ve etik ilişkisi yeniden tartışılır olmuştur. Çünkü yapılandırmacı yaklaşım uygulamalarının öğretmen ile öğrenci arasındaki etik ilişkiyi ortadan kaldırabileceğine yönelik kuşkular öne sürülmektedir.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının ortak değerler yerine bireysel olarak kurgulanmış değerleri öngörmesi öğretmenin öğrencisiyle kurduğu etik ilişkiyi ortadan kaldırmakta, eğitim ve değerler yerine anlık öğrenme diyaloglarını kılavuzlama etkinliğini koymaktadır. Bu yaklaşımın felsefi temelleri ise idealizmde ve rasyonalizmde bulunabilir (Akdağ, 2006).
Etik kavramı günlük dilde çoğu zaman ahlâk ya da ahlâkîlik anlamında anlaşılmaktadır. Bilimsel metinlerde bile etik bazen töre ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Töre, ahlâk, etik kavramlarının ortak yanı, bireylerin birbirlerine karşı davranış kurallarını, birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen davranış ilkelerini içermesidir (Akarsu, 1997).
Hitt’e göre etik, her şeyden önce, istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Daha geniş bir bakış açısı ile, bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması, neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin isteneceği ya da istenemeyeceğinin, neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir (Pehlivan, 1998: 10).
Günümüzde filozoflar etik konusunda üç genel alanda çalışırlar: (a) metaetik, (b) normatif etik ve (c) uygulamalı etik. Metaetik, etik ilkelerinin nereden geldiklerini ve amaçlarını inceler; evrensel gerçekler, Tanrı’nın iradesi, etik yargılarda nedenlerin rolü, etik terimlerin anlamları gibi sorulara odaklanır. Normatif Etik ise doğru-yanlış ayrımı ile uygulamaya dönüktür. Uygulamalı etik de özel alanlarla ilgilidir. Kürtaj, hayvan hakları, çevre, eşcinsellik, nükleer savaş gibi. Normatif Etik’de, doğru-yanlış biçiminde düzenlemiş moral standartlar vardır. ‘Bize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkalarına yapmamalıyız’ altın kuralı normatif etik için klasik bir örnektir (Fieser, 2000).
Etik bir ahlâkî eylem kuramıdır, ama bunu öncelikle bilgi adına değil, eylem adına gerçekleştirir. Bu nedenle etik salt kuram oluşturma amacıyla geliştirilmiş bir kuram; salt entellektüel bir doyuma hizmet eden zihinsel bir çalışma değil en başta düşünce ve eylem ilişkisidir (Pieper, 1999: 86). Dolayısıyla etik tamamen eyleme dönük bir ahlâk felsefesidir. Her türlü ahlâkî koşulu geçerli ve mutlak olana dayandırarak temellendirmek ve meşru kılmak etiğin üzerine düşen görevdir. Etik bu görevi yerine getirirken kendini özerk bir bilim olarak ortaya koyar.
Tarih boyunca “etik” düşünürler tarafından farklı yaklaşımlarla açıklık getirilmeye çalışılan bir kavramdır. Örneğin Aristoteles, etiği insanın günlük yaşamında yararlı olacak davranışların keşfi olarak tanımlamıştır. Günümüzde etik, insan hareketlerinin ahlâkî uygulamalar doğrultusunda düşünülmesi girişimine verilen addır. Yani; neyin iyi neyin kötü, neyin faydalı neyin zararlı, neyin kabul edilebilir neyin kabul edilemez olduğunu tanımlayan standartlardır (Engel ve diğerleri, 1995: 914).
Bu bağlamda eğitim örgütlerinde uygulanan “iş etiği genel etik kurallarının iş yaşamına uyarlanmasıdır” (Frederick ve diğerleri, 1988: 52). Başka bir ifadeyle kişisel ahlâkî normların, hedef ve aktivitelerde nasıl uygulanacağının araştırılmasıdır.
Klasik kuramda iş etiği kavramının boyutları dört temel yaklaşımla açıklanmaktadır:
1. Haklar Yaklaşımı: Örgüt kararlarının, insan olmanın gerektirdiği vazgeçilmez hak ve özgürlükleri dikkate alarak verilmesi temeline dayanır.
2. Doğruluk Yaklaşımı: Örgüt kararlarının, adalet, açıklık, tarafsızlık ilkelerine dayalı olarak alınması temeline dayanır.
3. Faydacı Yaklaşım: Örgüt kararlarının, herkesin elde edebileceği en yüksek faydayı sağlayacak biçimde alınması temeline dayanır.
4. Bireysel Yaklaşım: Örgüt kararlarının, bireye en iyi faydayı sağlayacak biçimde alınması temeline dayanır (Yurtseven, 2000: 249-261).
Genel olarak iş etiği çerçevesinde yöneticilerin örgütün ilişki içerisinde bulunduğu tüm guruplara yönelik etik sorumlulukları vardır. Ayrıca, Bursalıoğlu (1994: 15)’nun da belirttiği gibi okul yönetiminin başarılı olması için yöneticinin mesleksel bir değerler sistemine sahip olması gerekmektedir. Aksi durumda yöneticinin, olan ile olması gereken arasındaki farkı görüp ona göre davranış göstermesi olanaklı değildir.
Eğitim-öğretim hizmetinin sunumundaki süreklilik dolayısıyla yöneticiler ve çalışanların uzun süre aynı mekanı paylaşmaları bir zorunluluktur. Uzun süre aynı mekanı paylaşma nedeniyle ortaya çıkabilecek ilişkiler ise etik ödevleri beraberinde getirmektedir. Gandhi’nin torununa verdiği öğüt dikkate değerdir: “İki türlü insan vardır: iş yapanlar ve yapılan işten kendilerine pay çıkaranlar. İş yapanlardan ol! Hem orada diğerinden daha az rekabet vardır.” Yine 16. yüzyılda Francis Bacon diyor ki, “bizi güçlü yapan yediklerimiz değil hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil muhafaza ettiklerimizdir, bizi bilgili yapan okuduklarımız değil kafamıza yerleştirdiklerimizdir ve bizi sevimli yapan başkalarına verdiğimiz öğütler değil onları kendimizde uygulamamızdır.”
Önümüzdeki onyıllarda eğitim alanında meydana gelecek değişiklikler modern okulun, üçyüzyılı aşkın bir süre önce kitapların basılmasıyla ortaya çıkışından bu yana görülen değişikliklerden daha büyük olacaktır. “Bilgi”nin gerçek sermaye ve zenginlik yaratan başlıca kaynak haline gelmekte olduğu bir ekonomi, eğitim performansı ve eğitim sorumluluğu açısından okullara yeni ve zorlu talepler yöneltmektedir (Drucker, 1998: 237). Okulların değişen bu toplumsal ekonomik şartlarda başarılı olması programlarda, eğitim anlayışında, teknolojide yenileşmeyi gerektirdiği gibi daha etik bir örgüt ortamını da gerektirmektedir.
Eğitim örgütünün tüm üyelerinin katılımı ve uzlaşması ile evrensel değerler doğrultusunda örgütteki tüm davranış ve uygulamalara yön verecek etik ilkeler belirlenmelidir. Eğitim örgütünün ve özelde okulun işleyişini biçimlendirecek yasal düzenlemeler de bu etik ilkelere uygun olarak belirlenmelidir. Ancak bu etik ilkeler yasal sınırlı ve duruk yapıdan da öte bir bakış açısı getirmelidir. Etik davranış, sadece bir takım etik yasalarla değil insanların evrensel etik değerlerle oluşmuş kişilikleri ile oluşturulmalıdır (Pehlivan, 1998: 71).
Sonuç olarak eğitim örgütleri bütünüyle bireylerarası ilişkilere dayalı bir işleyişe ve devamlılığa sahip olduğundan dolayı etik durumların en fazla yer aldığı örgütlerdir. Yönetici ve öğretmenlerin etik bir bilince sahip olması ve bunu öğrencilerine aktarması ve bunun için model olması önemlidir. Kant’ın dediği gibi “ öyle davran ki senin davranışların başkaları için ahlâk yasası olsun”. Böylece insanı merkeze alan, insan olanaklarını ve haklarını koruyan iş ilişkileri ve süreçleri, eğitim etiğinin başlangıcını oluşturabilir. Bunun için eğitim örgütlerinde çalışan tüm personelin “insan hakları” eğitimi konusunda sürekli bir hizmetiçi eğitimde bulunmaları gerekecektir.


KAYNAKÇA

Akarsu, B. (1997). “Töre, Ahlâk, Etik”, Cumhuriyet, 26.07.1997.
Akdağ, B.“Eğitim Felsefesinde İnsanı Görme Tarzı”, Yaşadıkça Eğitim Dergisi, Sayı: 90, 2006, s.2-6.
Bursalıoğlu, Z. (1994). Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. Ankara: Pegem Yayınları.
Drucker. P. (1998). Yeni Gerçekler. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Engel, J.F., ve R.D. Blackwell, P.W. Miniard. (1995). Consumer Behavior. USA: The Dryden Press.
Fieser, J. (2000). Etik. Internet Encyclopedia of Philosophy. (Erişim:www.utm.edu/research).
Frederick, W.C. ve K. Davis, J.E. Post. (1988). Business and Society: Corporate Strategy, Public Policy, Ethics. New York: McGraw-Hill Publishing Company.
Pehlivan, İ. (1998). Yönetsel Mesleki Örgütsel Etik, Ankara: Pegem Yayınları.
Pieper, A. (1999). Etiğe Giriş, Çeviren: V. Ataymen-G. Sezer, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.Yurtseven, H. R. (2000). “İşletme Yönetiminde Etik, Toplum ve İşletmeler Açısından Çanakkale Kenti’nde Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, Erciyes Üniversitesi, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, 25-27 Mayıs, s.249-261.

***

Referans: Akdağ, Bülent. “Eğitimde Etik”, Eğitim-Kültür-Sanat, Bahçem Dergisi, Bahçelievler İMEM, Sayı: 4, Ağustos 2008, s.34-35.

Hiç yorum yok: